Tüketiciler Şüpheli; ve Artık Her Şey Gerçek Olmak Zorunda!

O kadar sıkıldık ki hepimiz gerçekliğimizi maskeleyen şeylerden artık tüketiciler ambalaj aramıyoruz. Hatta mümkünse ambalaj olmasın, çevreye zarar veriyor.

Yapılan araştırmalara göre çoğu tüketici markalara olan güvenini kaybediyor, hatta tüm zamanların en düşük seyrinde bile denilebilir. Tüketiciler markalara güvenmediklerinde başka markalara yönelmeye başlarlar; ki bu günümüz koşullarında oldukça kolay çünkü her şey elimizin altında.

Dolayısıyla markanızın özgünlüğü her zamankinden daha önemli. Tüketicilerin yüzde doksanı, hangi markaları destekleyeceklerine karar verirken özgünlük aradıklarını belirtiyor. Markaların dünyada olup bitenler hakkında gerçek konuşmalar yapmasını istiyorlar, ve sağlam bir karakter arıyorlar.

Çünkü artık tüketiciler ne satın aldıkları, kimden aldıkları ve bunun neye yaradığı, neye zarar verdiği konusunda bilinçliler. Öyle ki Y jenerasyonunu geçelim, Z jenerasyonu bu konuda muazzam bilinçli.

Marka güveni oluşturmak eskiden makul bir fiyata iyi bir ürün yapmak anlamına geliyordu. Fiyat performans ilişkisine öncelikli bakıyorduk. Ama artık bu asla yetmiyor, markalardan daha fazlasını istiyoruz.

Evet, markalardan bizi temsil etmesini istiyoruz. Çünkü biz markalar aracılığıyla kendimizi ifade ediyoruz.

Markaları kullanan insanların bilinçsiz tüketici olmasını bekleyemeyiz değil mi?

Bu sebeple, markalar değişim için güçlü yapılardır. Aynı siyasi partiler gibi aslında, kullandığınız marka sizin politik tavrınızı, cinsiyetlere yaklaşımınızı, her şeyinizi ifade edebilir.

Bu sebeple markaların ve pazarlamacıların nerede durduğunu konusunda gerçekçi olma zamanı.

Genç Nesiller Marka Özgünlüğü Talep Ediyor

Millennials ve Gen Z, 140 milyon tüketiciden oluşan bir ordu, ve kendi değerlerinin desteklenmesini istiyorlar.

Bu tüketici kitlesine sizce aşırı maskülen, gelenekçi ve farklılaşmaya kapalı bir marka sunabilir misiniz? Sunabilirsiniz, ama satamazsanız. Satacağınız kitle olabilir ama bu da çok küçük ve asıl tüketimi yapmayan bir kitle olur; ya da lokal kalır ve büyüyemezsiniz.

Y Kuşağı: Gerçek ve Organik Olsun!

İstediğiniz iyi ürünü çok ucuza harika reklamlarla yapın. Y Kuşağı çocukken çok fazla hamburger yedi, artık istemiyor; çünkü sağlığı tehlikede. Ve sağlığı çocukken çok tehlikeye atıldığı için Y kuşağı kimseye de güvenmiyor.

Y kuşağı, iyi bir yaşam için çok iyi okullarda okudu; ancak eline hiçbir şey geçmedi. Kime neden güvensin? En eğitimli ve üretken nesil olmasına rağmen düşük ücretler aldı ve yaşam giderleri de arttı. Ebeveynlerinden daha kötü şartlarda yaşıyorlar. Kime neden güvensinler?

Evet, Y kuşağı satın almıyor. Y kuşağı mükemmel paketlenmiş değil, organik ve gerçek istiyor.

Gen Z : ÖZGÜNLÜK!

Z Kuşağı için marka özgünlüğü daha da önemlidir. Bu kuşağın sayısı 2026’da Y kuşağını geçecek.

Bireysel ifadeye önem veren, etiketleri sevmeyen, seferber ve iletişimi kuvvetli insanlardan bahsediyoruz…Ve aynı zamanda son derece analitik.

Bu kuşak, ırkçı, homofobik veya maço olduğunu düşündükleri markaları satın almayı bırakmakta jet kadar hızlıdır.

Peki Nasıl Özgün Marka Olacaksınız?

Öncelikle başkası değil kendiniz olmalısınız 😊

Samimi olun, gerçekten de neyse odur. Olmadığınız bir şeye bürünmeye çalışmanız güvensizlik yaratacaktır.

Çalışanlarınıza sorun. Onlara hangi değer sistemlerinin kendileri için önemli olduğunu ve şirketin hangi temel değerler üzerinde çalıştığını düşündüklerini sorun. Bu değerleri marka hikayenize ekleyin.

CEO'nuzu dahil edin. Bir şirketin CEO’sunun çeşitlilik, gelir eşitsizliği, iklim değişikliği vb konularda liderlik etmesi ve konuşması gerekir.

Kitleniz tarafından oluşturulan içeriği öne çıkarın. Sizin kendinizden bahsetmenizdense, gerçek kişilerin, tüketicilerinizin sizden bahsetmesi çok daha etkilidir.

Tutarlı olun. Değerlerinize bağlı kalın ve gerekli aksiyonları alın. Ödün vermeyin. Büyümenizi bunlar sağlayacaktır.